12 Mayıs 2012 Cumartesi, 20:00
Mustafa Kemal Amfisi, İTÜ
Ezgi Tekin (*1990)
İki Lied, soprano ve piyano için (2010)
I. “Gidemeyiş” (şiir: Edip Cansever)
II. “Tomorrow Will Be Another Day” (şiir: Nilgün Marmara)
Dilara Ünsür, soprano
Ezgi Tekin, piyano
Çağla Çisem Gürsoy (*1994)
Piyano Sonatı (2011)
I. Allegro vivo
Çağla Çisem Gürsoy, piyano
İlke Şen (*1978)
Melodik Desenler, piyano için (2012)
Sibel Gündüz, piyano
Hüseyni, gitar için (2011)
İlke Şen, gitar
Kerem Tuncer (*1997)
İki Keman için Minyatür (2012)
Yağız Erarslan, keman
Muhammedcan Sharipov, keman
ARA
Mert Moralı (*1992)
Caput Mortuum, alto flüt, viyola ve piyano için (2011)
Cem Önertürk, alto flüt – Dinç Nayan, viyola
Cem Türkay, piyano
Aida Shirazi (*1987)
Dark Night (Karanlık Gece), keman ve çello için düet (2011)
Muhammedcan Sharipov, keman
İrem İlayda Canduran, çello
Ece Merve Yüceer (*1988)
Dilsiz Öyküler, flüt ve gitar için (2011)
Cem Önertürk, flüt
Ceren Baran, gitar
Mert Necati Kocadayı (*1989)
Yaylı Dörtlü için Müzik (2012)
Yağız Erarslan, 1. keman – Muhammedcan Sharipov, 2. keman
Dinç Nayan, viyola – İrem İlayda Canduran, çello
BESTECİ ÖZGEÇMİŞLERİ VE PROGRAM NOTLARI
EZGİ TEKİN
Müziğe İzmir Devlet Senfoni Orkestrası Çocuk Korosu’nda başladı. 2004 yılında İzmir Işılay Saygın Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’ni kazandı. Buradaki son senesinde Cem İdiz’le solfej ve teori çalıştı. 2008 yılında Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı’nın Kompozisyon ve Orkestra Şefliği bölümünü kazandı ve Serdar Muhatov’un öğrencisi oldu. Halen lisans 1. sınıf öğrencisi olarak Hatıra Ahmedli Cafer’le kompozisyon, Turgay Erdener’le armoni, Sevgi Ünal’la kontrpuan ve Yasemin Marlalı’yla piyano çalışmalarını sürdürmektedir.
İki Lied
Sözleri Edip Cansever’e ait olan “Gidemeyiş” şairin “Bezik Oynayan Kadınlar” isimli kitabının “Ester’in Söyledikleri” kısmından, sözleri Nilgün Marmara’ya ait olan “Tomorrow Will Be Another Day” ise, şairin “Daktiloya Çekilmiş Şiirler” isimli kitabından alınmıştır. Her iki lied de A-B-A formundadır. Besteci, sözleri ön plana çıkarabilmek adına tercihini daha yalın bir üslup ve armonik yapıdan yana kullanmıştır.
ÇAĞLA ÇİSEM GÜRSOY
1994’te Ankara’da doğdu. Müzik derslerini küçük yaştayken Ergün Çağlar ve Nalan Sanatkar’dan almaya başladı. Daha sonra çalışmalarını Argun Defne ve Sanem Berkalp’le sürdürdü. 2005 yılında Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı’nın Piyano Sanat Dalı’nı kazanarak Sibel Özgün’le piyano çalışmaya, 2008 yılında da aynı kurumun Kompozisyon Sanat Dalı’nı kazanarak Serdar Muhatov’la kompozisyon ve kontrpuan, Sevgi Ünal’la armoni çalışmaya başladı. Bunun yanı sıra Ilya Sirotin’le orkestra şefliği, Kerem Aykal ve Ali Doğan’la oda müziği çalışmalarını sürdürdü. Kasım 2010’da Almanya’da Beatrice Berthold’ün piyano çalıştayına, şubat 2011’de ise Genç Şefler Haftası kapsamında düzenlenen Orhan Şallıel’in orkestra şefliği çalıştayına katıldı. Bunların yanı sıra Stefan Pohlit, Stephen Gryc, Gil Garburg-Sivan Silver, David McBride, Robert Carl, Özgür Aydın, Gülsin Onay, Noemi Maczelka, Pawel Kaminsky, Mykola Suk gibi isimlerin çalıştaylarına aktif olarak katıldı. Halen piyano ve kompozisyon dallarında lise 4. sınıf öğrencisi olarak eğitimini sürdürmekte, klasik repertuar kadar Türk bestecilerinin eserlerini ve yeni müzikleri de kapsayan birçok konser vermektedir.
Piyano Sonatı – I. bölüm
Uzun soluklu bir piyano sonatının birinci bölümü olan bu müziğin sergi bölmesinde birinci tema oldukça hararetli, dışadönük bir karaktere ve hızlı bir tempoya sahipken, ikinci tema yavaş tempoda, içedönük, ancak akıcı bir anlatıma sahiptir. İki tema arasın-da ise uzunca bir köprü bulunmaktadır. Bitiş temasının ardından gelen geliştirme bölmesinde ise iki temanın aynı (çabuk) tempoda ve karakterde geliştirildiği, gürlük ve güçlük seviyelerinin yükseldiği fark edilmektedir. Geliştirmenin ardından gelen köprünün bitiminde, yeniden sergide, sadece birinci tema gelmekte ve bölüm bir kodayla sonlanmaktadır. Sonat allegrosu formunda yazılmış olan, modlarla süslenmiş ezgilere sahip bu bölüm icracılar için ustalık gerektirmektedir.
İLKE ŞEN
Müziğe 18 yaşında flamenko gitar çalarak başlamıştır. 2006 yılında Başkent Üniversitesi Devlet Konservatuarı kompozisyon bölümünü kazanmıştır. Lisans eğitimi boyunca kompozisyon çalışmalarını Sami Hatipoğlu’yla sürdürdükten sonra 2011 yılında bölüm birincisi olarak mezun olmuş, aynı yıl Başkent Üniversitesi’nde yüksek lisans kompozisyon programına girerek Ertuğ Korkmaz’la çalışmaya başlamıştır. Ertuğrul Bayraktarkatal’dan modal ve makamsal armoni dersi almakta ve bu alanda gitar için farklı akort sistemleri geliştirerek beste çalışmaları yapmakta, Murat Yakın’la 20. yüzyıl armonisi ve postonal teori çalışmaktadır.
Melodik Desenler
Bir ressamın kara kalem desen çalışmalarından esinlenerek bestelenen eser iki bölümden oluşmaktadır. 1. bölüm yatay yapılarda kullanılan çizgisel araştırmalardan oluşmakta, 2. bölümde ise aynı yapının dikey bir biçimde kullanıldığı ve bu dikeylik içinde yatay küçük melodik desenler oluşturulduğu görülmektedir. Eserde modal ve makamsal armonilere yer verilmekte ve polimakamsal bir yapı görülmektedir.
Hüseyni
Gitar için hüseyni makamında yazılmış olan bu eserde farklı akort bir sistemi oluşturulmuştur. 1., 5. ve 6. teller aynı bırakılmış, 2., 3.ve 4. tellerin akordu değiştirilmiştir.1. tel Mi, 2. tel Si bemol, 3. tel La, 4. tel Mi, 5. tel La ve 6. tel Mi’dir.
KEREM TUNCER
Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Lisesi Keman Sanat Dalı 9. sınıf öğrencisidir. Şef Işın Metin yönetiminde Bilkent Senfoni Orkestrası 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Konseri’nde solist olarak yer almış, bu konserde Rode’un Keman Konçertosu’nu, 24 Nisan 2010 tarihinde de Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Belediye Senfoni Orkestrası ile şef Ender Sakpınar yönetiminde Max Bruch’un Sol minör 1. Keman Konçertosu’nu, 21 Nisan 2011 tarihinde Bursa Devlet Senfoni Orkestrası, ardından da Bilkent Gençlik Senfoni Orkestrası’yla şef Orhun Orhon yönetiminde Saint-Saëns’ın Havanaise’ini seslendirmiştir. 2011-2012 akademik yılı başından itibaren Tolga Yayalar’la kompozisyon çalışmalarına başlayan Kerem Tunçer’in yazdığı eserler arasında Wind Quintet ve Fantasie for Cello and String Orchestra yer almaktadır. Halen kompozisyon çalışmalarını Tolga Yayalar’la, keman çalışmalarını ise Muhammedcan Turdiev’le sürdürmektedir.
İki Keman için Minyatür
İki keman için yazılmış olan eserin armonik yapısı ritmik yapısına göre daha baskındır. Eser sürekli olarak devam eden bir ritmik kalıp üzerine kuruludur. Çok küçük bir giriş kısmı ile başlayan eserde iki keman arasında sürekli olarak dalgalanmalar vardır. Üç ana temanın sürekli olarak birleşmeleri, karışmaları ve yönelmeleriyle oluşan eserde iki kemanın pizzicato’ları eserin yönünü belirler.
MERT MORALI
2010 yılında Bilkent Üniversitesi MSSF Teori-Kompozisyon Sanat Dalı’na Turgut Pöğün’ün öğrencisi olarak kabul edildi. Sonsuz Gece isimli eseriyle 2009 yılında Bulgaristan’da düzenlenen Uluslararası Genç Virtüözler Yarışması’nda kompozisyon dalında birincilik kazandı. Aynı eser, 2010 yılı Essen-İstanbul Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında sunulan konserde Hezarfen Ensemble tarafından Essen’de seslendirildi. 2009’da İtalya’daki Accademia Musicale Chigana’da Azio Corghi’nin kompozisyon ustalık sınıfına katıldı. Kompozisyon çalışmalarını halen Tolga Yayalar’la sürdürmektedir.
Caput Mortuum
Çoğul: capita mortua – kök: (Lat.) ölü kafa
1. Damıtma işleminden sonra geriye kalan posa, tortu (simya).
2. Değersiz artık.
3. Kalsinin demir sülfattan elde edilmiş kırmızı demir oksit pigmenti (pigment).
Eser caput mortuum’un kapsadığı anlamların tümünün soyut yansımaları ve duygusal etkileri temel alınarak bestelenmiştir. Parçanın hemen en başında ortaya atılan birbirinden ayrı fikirler bu anlamlara ait birer sembol olarak düşünülmemelidir. Anlamlar parçanın geneline bir bütün olarak sarılmıştır. Parça işleyiş itibariyle fikirlerin ve motiflerin istatistiksel olarak birbirlerine baskın çıkmaları, azalmaları ve çoğalmaları üzerine kurulmuştur. Fikirler çok fazla dönüşüme uğramadan farklı yüzeylerde ve farklı alanlarda belirirler. Bir fikir ilk sunumunun ardından bir sonraki sunumunda etrafındaki yapı dolayısıyla materyalize olmuştur. Yani özüne dair hiçbir şeyi kaybetmediği halde fikirlerin anlamları ve işlevleri parça boyunca değişim halindedir. Bir fikir hiçbir zaman tek bir anlama gelemez. Hatta bütün bu ifade edilen anlamların ötesinde olan kelimesiz, çok daha karanlık anlamların parça içinde var olması son derece beklenen bir şeydir.
AİDA SHİRAZİ
1987 yılında Tahran’da doğdu. 1998 yılında piyano çalmaya, ayrıca müzik kuramı ve kulak eğitimi dersleri almaya başladı. 2000 yılında ise geleneksel Fars çalgısı santuru öğrenmeye başladı. 2010 yılında Tahran Güzel Sanatlar Üniversitesi piyano bölümünden lisans derecesi aldı. Aynı yıl, piyano çalışmış olduğu piyanist-besteci Hooshyar Khayam’dan ilk bestecilik derslerini almaya başladı. Halen lisans düzeyindeki müzik kuramı ve bestecilik çalışmalarını Bilkent Üniversitesi’nde sürdürmekte, Yiğit Aydın’la bestecilik çalışmaktadır. Solo piyano, oda müziği ve elektronik müzik alanlarında yapıtları vardır.
Dark Night (Karanlık Gece)
Gece, benim için her zaman ilham verici bir fenomen olmuştur. İşitsel ve görsel olarak beliren unsurlar – örneğin değişik varlık ve canlılara ilişkin sesler, ışıklar ve parlayan yıldızlar, vb. – gündelik biçimleriyle, yaşamı başka bir şekilde vücuda getirirler. Düetteki temel ilgi alanım, gece beliren bu görüngüleri, temelde Sol minör tonalitesi içerisinde, dönüşerek, genişleyecek ve karmaşık bir biçime kavuşacak olan küçük, basit fragmanlardan yola çıkarak yorumlamaktır. Bu süreç ritmik, armonik ve nüanslara ilişkin niteliklerde ortaya çıkar, agresif bir zirveye ulaşır, sözü geçen tüm unsurlarda geri çekilerek, neredeyse birdenbire, başlangıçtaki düzeyine geri döner. Keman ve çellonun karakteristik tınısal niteliklerini ortaya çıkarmaya yönelen çeşitli bestecilik yaklaşımları, parça boyunca, ayırt edici çalgısal etki ve renklerde hayat bulur.
ECE MERVE YÜCEER
Müziğe piyano dersleri alarak başlayan Yüceer, 2006 yılında İsmail Sezen’le solfej ve müzik teorisi çalıştı; aynı yıl Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Teori-Kompozisyon Ana Sanat Dalı’na kabul edildi. İstanbul’da Sesin Yolculuğu Genç Besteciler Şenliği’ne iki kez besteci olarak katıldı. Ekim 2011- Şubat 2012 arasında Almanya’da, Hochschule für Musik, Theater und Medien Hannover’de Erasmus öğrencisi olarak bulundu, Joachim Heintz’le kompozisyon, Stefan Vanselow’la şeflik çalıştı. Bilkent Üniversitesi’nde ise lisans dönemi boyunca Turgut Pöğün, Onur Türkmen ve Tolga Yayalar’la kompozisyon, Işın Metin’le orkestrasyon çalıştı.
Dilsiz Öyküler
Eserin çıkış noktası, İtalyan yazar Calvino’nun Kesişen Yazgılar Şatosu adlı eseridir. Ünlü pek çok öyküden ilham alan yazar, bunları hikâyenin de kurgusuna uygun olarak kişisel bir yaklaşımla ve kurguyla yeniden anlatmaktadır. Öyküdeki kişiler, bir şekilde dilsiz olmuşlardır ve kendi hikâyelerini sadece tarot kartları kullanarak – konuşmadan – anlatmaya yönelmekte, aynı anda, tarot kartları aracılığıyla anlatılan öyküleri kendi iç dünyalarında yorumlayıp anlamlandırmaya çalışmaktadırlar. Müzikte bestecinin anlatmaya çalıştığı hikâyeler de dinleyicinin iç dünyasına ve yorumuna işte bu kadar bağlıdır düşüncesinden ortaya çıkarak, bu romanda anlatılan, kesinlikle olaylara dayalı, ama algıya bağlı yorumlandığı için bir o kadar da kişisel olan öyküler, müziğe yansıtılmaya çalışılmıştır.
MERT NECATİ KOCADAYI
Müziğe, 2002 yılında İzmir Ümran Baradan Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nde viyola ve piyano eğitimi alarak başladı. 2007 yılında Bilkent Üniversitesi’ne kabul edildi. 2009-11 yılları arasında Uğraş Durmuş ve Turgut Pöğün’le kompozisyon calıştı. 2011 yılının ekim ayında Donaueschingen Müzik Günleri’nde katılarak Wolfgang Rihm ve Rebecca Saunders’in seminerlerinde bulundu. Halen kompozisyon çalışmalarını lisans 3. sınıfta Tolga Yayalar’la sürdürmektedir.
Yaylı Dörtlü için Müzik
Kimsenin kimseyi tam olarak tanımadığı ve zaten bunu başaramayacağı bu dünyada, farklı yaşamlar, istekler ve duygular hep aynı yerde toplanırlar. Birbirinden uzak, birbirine karşıt düşünceler aslında aynı amaca hizmet ederler. Tüm bu düşünceler “medeniyet” kavramını oluşturmuştur ve onun, hepimizi altında toplayan bir çatısı vardır: Kimsenin birbirini tanıyamaz hale geldiği, ne dediğini unuttuğu, neyi neden yaptığını bilemediği, güvenemediği veya neden güvendiğini bilmediği bir dünya. Yalnız duruşlar sergileyen iki radikal karşıt düşünce, birbirlerini bir gün fark etmeden mutlaka referans alır ya da bir iş adamının yürüdüğü sokak boyunca üç-dört dilenci ona musallat olur. Medeniyet bu insanların hiçbiriyle ilgilenmez. Medeniyetin derdi, onları farklı sokaklarda yürütüp aynı alanlarda toplamaktır. Yaylı Dörtlü için Müzik birbirleriyle bağlantılı veya bağlantısız olarak hareket eden kısa alanlar ve öncesinde gelen kısa alanların etkisinde kalarak onları genişleten, değiştiren iki uzun/geniş alandan oluşur. Bu alanlar, birçok olayın yaşandığı irili ufaklı caddeler ve sokaklarla, medeniyetin bunların hepsini öğrenmek ve kontrol altına almak istediği meydanlardır.