Sesin Yolculuğu 2004 yılının mart ayı sonunda, İstanbul’daki üç akademik kurumun bir araya gelmesiyle İtalyan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen ilk konserden iki yıl sonra üç günlük bir şenliğe dönüşmüştü. 2006 yılındaki şenlikte katılımcı akademik kurum sayısı dörde çıkmış ve bu önemli birliktelik İTÜ’nün değerli katkılarıyla Mustafa Kemal Anfisi’nde gerçekleştirilen üç konserle serpilmişti. Şimdi yine aynı çatı altındayız. Bu kez Ankara’dan, Bilkent Üniversitesi’nden katılan genç besteciler ve müzisyenler de bizlerle birlikte.
Sesin Yolculuğu ortak bir iradenin ürünü. Bu irade önümüzdeki yıllarda İstanbul dışından başka akademik kurumları da bir araya getirecektir. Üstelik, artık yalnızca çift sayılı yıllarda değil tek sayılı yıllarda da, bir başka deyişle her yıl düzenlenen ve giderek büyüyen bir şenliğe zemin hazırlamakta. Türkiye’deki genç bestecileri birbirlerinin üretimlerinden haberli kılmak, iletişim kurmalarını sağlamak bu buluşmanın çok katmanlı kazanımlarından yalnızca biri. Üç günlük bu buluşma, aynı zamanda birçok yapıtın ilk kez gün ışığına çıkmasını sağlıyor ve gençlerin ses dünyalarını İstanbullu müzikseverlerin kulaklarına taşıyor. Çoğu İstanbul’da yaşamakta olan 30 besteci, üretimlerini bu kentin insanlarıyla paylaşıyor. Kendileri için olduğu kadar, dinleyenler için de çok önemli bir deneyim ve kazanım bu.
Şenliğin adı, çağdaş müziğin 20. yüzyıldaki serüvenli yolculuğunun yanı sıra bestecilerin kişisel ses yolculuklarına da göndermede bulunuyor. Gençler için bu yolculuğun daha hızlı gerçekleştiği ve daha çok sayıda “konaklamayı” içerdiği bilinir. Hem gerekli, hem de kaçınılamaz bir yolculuktur bu. Öte yandan bu başlığın, elektroakustik ve mekânsal yapıtlar bağlamında bir başka anlamı daha var sanki: Sesin konser salonunda, değişik yörüngeler üzerinde yaptığı yolculuk. Başkaca çağrışımlarla birlikte.
Gençler bizleri ses dünyalarına kulak vermeye davet ediyor. Yine ilkbaharda. Yeni bir ilkbaharda.
İyi dinletiler…
Özkan Manav